FURIOSA; A MAD MAX SAGA FİLM İNCELEMESİ. GERÇEKÇİ OLAN KARAKTERLER VE BÜYÜYEN BİR EVREN.
Günümüzde izleyicilerin isteklerinin gölgesi olmak çoğu franchise için çokça karşılaştığımız bir durum. Film şirketleri, izleyicileri anlık kaybetmeme tutumu ve genellikle ticari kaygılarla, bir sahne ya da bir karakter üzerinden üretilen içi dolu olmayan ve pr ile büyüyen bomboş işleri satmaya çalışıyor. Karar vericiler, risk almayı tercih etmiyor. Aksine izleyici bir önceki filmde nelerden hoşlanıyorsa onun aynısını ufak değişikliklerle yapmaya çalışıyor. Bu sebeplerden yaratıcılıktan yoksun bir sürü iş izlediğimiz bu dönemde; farklı ve yaratıcı bir şeyler anlatmak isteyen George Miller, yine harika bir anlatı ve sinema sunuyor.
Mad Max; Furry Road hiç kuşkusuz sinema için çığır açan bir yapı taşıydı. George Miller'ın daha önce hiçbir örneği olmayan kurgusu, bitmeyen temposu ve sinematografisi ile bize izlettiği film, bambaşka bir işti. Daha önce görmediğimiz aksiyon sahneleri, hiç düşünmediğimiz açılarla ve tempoyla bize sunulmuştu. Furiosa; a Mad Max Saga, ise sinemanın aksiyonla beraber kurulan güçlü anlatı tarafı için adeta bir şaheser kıvamında.
George Miller
Film boyunca Furiosa'nın hayatını ve yaşamak zorunda kaldığı zorlu durumları izliyoruz. Film ana örgüsüne aldığı bu anlatıyı bize önceki filmden daha da derinleşen karakterler ve yeni karakterlerle genişletiyor. Bambaşka yerler ve bambaşka motivasyonlar tanıyoruz. Furiosa'nın film boyunca hissettiği tüm duyguları hissediyoruz. Onunla gerilip, onunla tanımadığımız yeni yerleri keşfediyoruz. George Miller'ın bu noktada oluşturduğu dünyaya olan bağlılığı ve sinemaya olan yenilikçiliği ön plana çıkıyor. Furiosa, A Mad Max Saga, ilk film ile harika bir tamamlanma yaşayan, ilk filmin anlatısını büyüten, hikayesini ve kendi dünyasına yepyeni geniş sınırlar çizen bir kılavuz görevi görüyor.
Filmin kılavuzluk görevi dışında günümüz dinamikleri ile bağlantılı epik bir mitoloji yapısı olduğu da söylenebilir. Bir mitoloji edasında bir evreni genişletip, önceki filmdeki karakterlerin ayaklarını daha yere sağlam bastırıp, en az ilk film kadar iyi aksiyon sahneleri çekip, bu hikayeden günümüz içinde bir şeyler söyleyebilmek nereden baksanız hayranlık uyandırıyor.
Film ilk filmin öncesini anlattığı ve evreni genişlettiği için bir noktada kendisini fazla eğitsel ve kalıtsal tutuyor. Anlatımın ilerlemesiyle üst kurmacadan çıkarıyor. Filmin Furiosa dışında her bir karakteri ve topluluğu, gerektiğinde arka planda gerektiğinde ise her kademesiyle başarıyla göstermesi ve bunu sade bir tonla yapması ise filmin anlatımını güçlendiriyor.
Vahşet ve Doğa
Filmde Furiosa'nın işaretçi olmadan önceki sahnede kestiği saçının bir dal parçasına takılı kaldığı bir sahne izliyoruz. Kuru bir yamaçta oluşan dal saçın çevresinde yeşermeye başlıyor. Acımasız doğa tüm yok olan kalıntılar gibi Furiosa'nın saçını da kimsenin daha sonrasında saç olduğunu anlamayacağı şekilde saklıyor. Bu sahne yalnızca çekim ve düşünce olarak başarılı bir sahne değil. Mad Max evreninin tekinsizliğinin, yok ediciliğinin ve bu evrenin sahip olduğu uçsuz bucaksız doğasının iyi bir hissiyatı olarak düşünebiliriz. Filmde önceki filmde olduğu gibi bolca bu sahne gibi acımasız doğasının sunduğu iskeletler ve parçalanan kafatasları görüyoruz. Evrenin vahşi doğasına ait gördüğümüz tüm irili ufaklı sahneler bize en beklemediğimiz yerlerde ve çekim planına karakterleri almadan sunuluyor. Karakterler arasında gördüğümüz ve tattığımız acımasızlık, ufak ufak sunulan noktalarla birleşiyor ve bize ulaşıyor. Furiosa, kurtlanan koluyla ölümden uyanırken, küçük yaşında başkalarının gördüğü işkenceleri izlerken; bu sahneler bize önceden serpiştirilen ufak detaylarla daha da büyüyor.
Dementus ve Furiosa
Bir şeylerin nedeni olmak genellikle zordur. Fakat bazı sebeplerin nedeni olmak ise kolaydır. Furiosa Dementus'tan sadece dinlemesi gerektiğine dair ilk cümlelerini duyduğunda "sebeplerin nedeni" olduğunu bilmiyordu. Doğalı bir dakika olmuş bir bebek kadar saftı. Bir gün sonrasında annesine uygulanan işkencelerin karşısında annesine bakmak zorunda kalarak bir vahşeti izleyecekti. Dementus ise sevinç ve üzüntülü gözyaşının tadının farklı olduğunu öğrenerek Furiosa'nın hüzünlü gözyaşlarını tattığı sırada zor olan şeyi yapıyordu. Bir şeylerin nedeni olmaya oldukça yaklaşıyordu.
Bize en vahşi ve acımasız dinamiklerle sunulan bu ikilinin ilişkisi, film boyunca kademe kademe büyüyor. Dementus'un dengesizliği ve kötülüğü Furiosa'nın intikamı ile besleniyor ve bizi epik son sahneye getiriyor.
Motoruna kıyafetinden yaptığı çadırında uyanan Dementus durumu hemen anlar. Yakalanmıştır. Üstelik Furiosa saldırı oluşturabileceği tüm silahlarını etkisiz hale getirmiştir. Furiosa, Dementus'un savunmasızlığından faydalanarak onunla uğraşır. Dementus ayaklarına kapanır. Furiosa'ya bakar ve onu tanıyarak; " Cehennemden bile derin amansız bir çukurdan kurtulmuşsun, bunun ancak bir nedeni olabilir... Bu umut değil, nefret."
Furiosa ile Dementus'un son sahnesi sadece bir karşılaşma değil. İntikamın yerini bıraktığı bir dinginlik. Kaybolan senelerin istenilen bir hesabı. İmkansızlığın karşılıklı öfkesi. Yalnızca kötülüğün ulaşabileceği daha kötü olma hali. Wasteland'in acı ve tekinsiz topraklarının herkese biçtiği merhametsiz bir son.
Furiosa; A Mad Max Saga, George Miller'ın yepyeni bir başyapıtı; sinema için ayrı bir ders, Mad Max için ise harika bir kılavuz.
Sonuç olarak bu filme elimde bulunan 5 kıymetli patlamış mısırın kaç tanesini vereceğim sorulursa 5 tanesini verebilecek kadar sevdim diyebilirim.
Yorumlar
Yorum Gönder