HAYATIMIZIN İÇERİSİNDEN BİR GÖSTERİ "ROSINANTE FİLM İNCELEMESİ"




Daha önce başarılı kısa filmlerle adından söz ettiren yönetmen Baran Gündüzalp’in ilk uzun metraj filmi olan Rosinante, 43. İstanbul Film Festivali'nde "Ulusal Yarışma" kategorisinde aday olarak Türkiye gösterimini gerçekleştirdi. Deniz Yeşilgün ve Baran Gündüzalp'in senaryosunu yazdığı filmin başrollerini Nilay Erdönmez, Fatih Sönmez ve Can Demir paylaşıyor. 


Filmin konusundan kabaca bahsedecek olursak; prekarya bir yaşam dinamiğine sahip bir ailenin yaşadıkları evin kentsel dönüşüm sebebiyle yıkılması, dolayısıyla yaşayacak yeni bir ev aramalarını ve bu arayış boyunca oğullarıyla verdikleri yaşam mücadelesini anlatıyor diyebiliriz.


Rosinante, ülkemizin içerisindeki yaşayan her bir insan için, içerisinde kendilerine ait ve tanıdık bir parça bulabilecekleri bir film. Filmin ana örgüsünü oluşturan, ekonomik olarak yukarı sınıfa ait bir ailenin düşüş hikayesi son yıllarımızda çevremizdeki herkeste görebildiğimiz bir durum. Hayat insandan her zaman ayaklarının yere sıkı basmasını istiyor. Bu durum yaşadığımız coğrafyada çoğu kesim için geçerli olmuyor. Geçerli olmadığı her saniye ise insanı denizin dibindeki derin bir çukura sokuyor. Tıpkı filmin içerisinde gördüğümüz yerde can çekişen balıklar gibi. 







Filmin çok fazla düşünülmüş gerçekçi diyaloglara ve iyi bir senaryoya sahip olduğunu söyleyebilirim. Senaryoyu yazan Deniz Yeşilgün ve Baran Gündüzalp, karakterlerin ne istediğini ve neyi istemediğini izleyiciye çok iyi öğretiyor. Her bir karakterin hayatımızın bir yerinden geçtiğini hissediyoruz. Salih karakterinin Ayşe zor bir durumdayken ısrarla gömleğini sormasından, Ayşe karakterinin Salih ile diyaloglarında yanlış olduğunu bilmesine rağmen ısrarla burun kıvırmasına kadar her şey en gerçekçi perspektifle bize sunuluyor. Nilay Erdönmez, Fatih Sönmez ve Can Demir film boyunca çok iyi oyunculuklar gösteriyor. 



Filmin gösterim sonrasındaki söyleşide Baran Gündüzalp’in belirttiği üzere başrol Fatih Sönmez ile beraber filmdeki motor kuryeliğini bir dönem denediklerini öğrenmem filme bakış açımı etkileyen bir unsur oldu. Baran Gündüzalp filmin ortaya çıkışının da motor kuryeliğini denedikleri dönemde gerçekleştiğini söylüyor; “İnsanlarla ilişki kurma, onların öykülerini dinleme anlama, hayatı oradan tartmak. Bu beni çok zenginleştirmeye başladı.”


Filme bu açıyla bakınca motor kuryeliği yapılan sahnelerdeki durumların aslında birebir yaşandığını tahmin edebiliyorsunuz. Bu sözleri düşünmeye devam edince filmin aslında bir çöküş hikayesinin yanı sıra bu kesime ait “prekarya”  hayatını ve bu yaşamın imkansızlığına bir vurgu yapıldığını da görebiliyorsunuz. 



EMRE KARAKTERİ


Filmde en çok dikkatimi çeken Emre karakteri ve onun davranışları oldu diyebilirim. Emre film boyunca bize sürekli bir köşeye pısmış ailesinin sorunlarını dinleyen, 7 yaşına basmasına ve tedavi görmesine rağmen konuşmayan bir çocuk olarak gösterildi. Bunun sebeplerini ve Emre’nin neden konuşmadığını film boyunca hep merak etsek de aslında cevap filmin içerisinde veriliyor. 


Emre’nin Rosinante ile ilişkisi sadece bir çocukluk büyüsü gibi olan ve sadece motorlarla oynamayı sevmesiyle alakalı bir durum değil. Emre’yi film boyunca mutlu gördüğümüz anların hepsi neredeyse ailesiyle beraber motor üzerindeyken gerçekleşiyor. Evde ise karmaşık duygular ve davranışlar gösteriyor. Çünkü film boyunca gördüğümüz gibi sürekli ailesinin kendisi ve ekonomik durumları hakkında yaptıkları konuşmaları duyuyor. Annesinin yoğun iş temposu içerisinde burnunun kanadığını görüyor. Hemen ardından annesinin iş için kullandığı kulaklığını alıp saklıyor. Çünkü yine annesinin mutsuz ve yorgun olduğunu görüyor ve duygularını karmaşık, huysuz bir davranışla gösteriyor. Filmin başındaki ilk kiralık ev bakma sahnesinin dönüşünde olduğu ve yine filmin son sahnesinde gerçekleştiği gibi Emre özüne ve karmaşık olmayan ruh haline Rosinante ile dönebiliyor. Çünkü Emre, Rosinante’yi ailesinin gergin ve ekonomik olarak sıkıntılarla dolu bunalmış ruh hallerinin yansımadığı bambaşka bir dünya, bambaşka bir araç olarak düşünüyor. Tüm ruh halini ve iletişimini Rosinante ile kuruyor. Rosinante’nin oyuncağını motor kaçırıldıktan sonra bu yüzden evin bahçesine gömüyor ve saklamaya çalışıyor. Ona sımsıkı sarılmak istiyor. Babası elini bırakmasını istese de bırakmıyor. Ailesinin ruh halinin yansımadığı tek yer olan Rosinante ile mutlu olacağını düşünüyor. 




Rosinante iyi oyunculuklar, iyi bir senaryo ve yönetmenlik ile hayatımızdan bir parça izletiyor izleyenlere. 

Sonuç olarak bu filme elimde bulunan 5 kıymetli patlamış mısırın kaç tanesini vereceğim sorulursa
3 tanesini verebilecek kadar sevdim diyebilirim.




Yorumlar

Popüler Yayınlar